Roberto Carlos, kulüp takımlarının dışında Brezilya Milli Takımı ile de birçok başarı kazandı. Henüz 18 yaşındayken Dünya Gençler Futbol Şampiyonası'nda forma giyen Carlos, takımının finalde kaybetmesine engel olamasa da oynadığı futbolla adından fazlasıyla söz ettirdi. O yıllarda Brezilya'yı çalıştıran Carlos
Alberto Parreira, 26 Şubat 1992'de oynanan ABD maçı kadrosuna Roberto Carlos'u da davet etti. Carlos böylelikle 14 yıl boyunca başarıyla giyeceği milli takım formasını ilk defa sırtına geçirmiş oldu. Aynı Parreira, 1994 Dünya Kupası'nda 21 yaşındaki Carlos'u kadroya çağırmayı uygun görmedi. Palmerias'ta harika işler yapan 'küçük adam' hayalini kurduğu Dünya Kupası'na gidemeyince büyük bir üzüntü yaşadı.

1996 yılında Atlanta Olimpiyatları'na katılan Brezilya Milli Takımı'nın başında kurt hoca Mario Zagallo vardı. Carlos'u kadroya tereddütsüz çağıran Zagallo doğru bir iş yapmıştı. Brezilya, oyunlarda Ronaldo, Roberto Carlos, Rivaldo, Juninho ve Bebeto'lu kadrosuyla yarı finale kadar çıkmıştı. Yarı finaldeki rakibi oynadığı futbolla ortalığı kasıp kavuran Nijerya idi. Carlos, o maçta büyük bir talihsizlik yaşayarak topu kendi kalesine gönderiyor ve Nijerya'nın ekmeğine yağ sürüyordu. Brezilya, uzun süre önde götürdüğü maçı son dakikalarda yediği iki golle beraberlikle kapattı. Nijerya, uzatmalarda Kanu ile bulduğu altın golle adını finale yazdırıyordu. Carlos'lu Brezilya ise üçüncülük maçında Portekiz'i 5-0 ile bozguna uğratarak bronz madalya ile yetinmek zorunda kaldı. 1997 yılında Bolivya'da düzenlenen Copa America'yı kazanan Brezilya, bu kupayı 5. defa müzesine götürürken, aynı yıl Carlos'lu sambacılar Riyad'da gerçekleştirilen FIFA Konfederasyon Kupası'nın da sahibi oldu. Bu başarılardan 1 yıl sonra ise gözler Fransa 98'deydi. 1994 Dünya Kupası'nda kadroda yer almayan Carlos, bu sefer Zagallo tarafından takıma çağrıldı. Finale kadar yürüyen Brezilya, Zidane'ı durduramayarak kendi sonunu hazırladı ve ikincilikle yetindi. Carlos ise Stade de France'te kötü bir gece yaşamış ve takımına faydalı olamamıştı.

Zagallo'nun 1998'de görevi bırakmasından sonra takımın başına Vanderlei Luxemburgo geçti. İki yıl sambacıları çalıştıran deneyimli teknik adam, 1999'da Paraguay'da düzenlenen Copa America'da Ronaldinho, Alex, Rivaldo ve Ronaldo'nun yer aldığı Brezilya, bir kez daha kupayı kucaklarken Carlos bu onura ikinci defa ulaşıyordu.

Luxemburgo'dan sonra Carlos, Emerson Leao, Luis Felipe Scolari ve Carlos Alberto Parreira ile çalıştı. Scolari yönetiminde 2002 Dünya Kupası'nda fırtına gibi esen sambacılar, finalde Almanya'yı Ronaldo'nun iki golüyle yenince; Roberto Carlos, belki de hayatının en büyük kupasını tüm dünyanın gözü önünde havaya kaldırıyordu. Yıldız futbolcu, Dünya Kupası'nı kazanmasıyla ilgili verdiği demeçte, bunun hayatının en anlamlı kupası olduğunu söylemişti. Scolari'den sonra tekrar görevi devralan Parreira zamanında Carlos'un yaşadığı en büyük tecrübe Almanya 2006 Dünya Kupası oldu. Brezilya oynadığı oyunla tat vermezken, çeyrek finalde Fransa'ya 1-0 kaybeden sambacılar, kupaya erken havlu attı. Ve bu karşılaşma Roberto Carlos'un milli takım forması altındaki son maçıydı... Çünkü süper solak, bundan sonra milli formayı giymeyeceğini bütün dünyaya duyurdu. Birbirinden deneyimli 5 teknik direktör ile çalışan ve hepsini kendisine hayran bırakan Carlos, 1992'de adım attığı milli takımdan 1 Dünya Kupası, 2 Süper Kupa, 1 Konfederasyon Kupası ve 1 olimpiyat üçüncülüğü ile ayrıldı. Tam 132 kez Brezilya Milli Takımı'nın formasını giyen Carlos, Cafu'dan sonra bu onuru en çok yaşayan oyuncu oldu ve 3. sıradaki Taffarel'e (futbolu bıraktı) 31 maç fark attı. 132 maçta attığı 30 golle de ne kadar etkili bir futbolcu olduğunu kanıtladı.

(ÇAĞDAŞ DOĞAN)

__________________